29 Ekim 2013 Salı

6. KIZ: Sevgili İle İlk Öpüşmeyi İnternette Yaşamak


... 

Bw: Bw, Exp'e manzarasını göstermek ister. Boğaz gözüküyordur penceresinden, "Gel bak! manzaraya bak!" der hava ataraktan.
Exp: Exp pencerenin yanına gider. Manzara çok güzeldir. Güneş batmakta, büyük bir yük gemisi boğazda ağır ağır ilerlemektedir. Yorum yapmak için arkasını döner.
Bw: O sırada o da pencereye gelmektedir. Exp birden dönünce burunları çarpışır. :)
Exp: Minik burun :)
Bw: :)
Exp:...
Bw:...

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]

27 Ekim 2013 Pazar

6. KIZ: Görüp Hoşlanan Kişinin İnsanı İnternette Bulması



...

Ertesi gün heyecanla girdim irc'ye. Hemen nickine tıklayıp "Anlat bakalım." dedim, anlatmaya başladı. Akıllı bir kızdı. Cümleleri çok düzgün kuruyor, hayatını anlatırken çok güzel betimlemeler kullanıyor ve bir sürü şirinlikler yapıyordu. Etkilenmiştim. Konu edebiyata geldi, kitaplarla ilgilenmediğini söyledi, üzüldüm. Zira kitaplarla ilgisi olmayan biri ile ilişki yaşamam mümkün değildi. Kızdım okumuyor diye. “Bana kitap tavsiye et.“dedi. Beş kitaplık bir "mutlaka okunması gerekenler listesi" yaptım.

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]



24 Ekim 2013 Perşembe

5. KIZ: İnsanın Tüm İlişkilerinin Aynı Nedenle Bitmesi



...

Stadyuma yürümeye başladım. Yokuşu neredeyse koşarak çıktım. En sevdiğim yer olan "DEVRİM"in "V"sinin üstüne oturdum, bir sigara yaktım. Güzel Ankara’m ışıl ışıldı yine. Zaten "O"nun gidişi yüzünden ne hale geldiğimi biliyordu ve utanmadan o da gidiyordu. Ben bir havalimanıydım, bana uğrayan mutlaka bir yerlere uçuyordu. İçki olsa keşke dedim. Tanju Okan misali "Benim tek dostum içkim ve sigaram!" diye mırıldandım. Aslında ona değil kendime kızmalıydım. O ne güzel tarzını bulmuş, düzenini kurmuş, yaşamına devam ediyordu. Onu ben değiştirmiştim. Bu sınırlara sığmamasına ben neden olmuştum. Ona "Olmadı git yurtdışında oku." diye ben söylemiştim ilk kez. Tek yaptığı, fikirlerine saygı duyduğu bir adamın dediğini yapmaktı. Peki ben ne olacaktım? Hep mi böyle olacaktı? Olmazdı, olamazdı. Bir düzen kuramazdım ki ben bu şekilde. Hep aynı şekilde mi terk edilecektim?

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]

22 Ekim 2013 Salı

5. KIZ: ODTÜ’lü Oğlan Bilkent’li Kız Aşkı




...

Sonraki günler sürekli onunla geçti. İlk bakışta fark edilmese de zeki bir kızdı. Bana hep sorular soruyor, anlattıklarımı dinleyip, akıllıca yorumlar yapıyordu. O da denize girmemeye başladı. Akşamları da Club'lara gitmiyor, plajda şarabımızı alıyor, şezlonga yatıp yıldızları izliyorduk. Şişeden şarap önceden hiç içmemişti. Bu tip ilkleri için, halen "Gidince arkadaşlarıma anlatacağım bunları, inanmayacaklar." kalıbını kullanıyordu. Bu sözü kendimi bir sirk hayvanı gibi hissettiriyordu, ama çok sorgulamadım. Huzurluydum yanında.

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]


21 Ekim 2013 Pazartesi

5. KIZ: Plajdaki Concon Kız




...

Kafamı kaldırdım. Önce ayaklarını gördüm. Bakımlı ve ojeli ayaklar, topuklu bir terlik, bilekte bir halhal, sonra bacaklar, sonra bir pareo, iddialı bir bikini ve suratı. Ömrümde gördüğüm en güzel kız, sanki yağmur sonrası yola kaçmış bir solucanı inceler gibi bana bakıyor, beni kafasında anlamlandırmaya çalışıyordu. Elinde bir çubuk olsa dürterdi beni muhtemelen. Yıllardır geldiğimiz, tam bir sakin Ayvalık sitesi olan yazlığımızın kumsalındaydım. Etraftaki herkes çocukluk arkadaşım, o kız da onlardan birinin Ankara'dan arkadaşıydı. Bizim siteye ilk gelişiydi. Birkaç gündür görüyordum onu fakat concon diye sınıflandırdığım için pek önemsememiştim. Sadece çok güzeldi o kadar.

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]


17 Ekim 2013 Perşembe

5. KIZ: Zıt Kutuplar Aşkı




...

Ben rock dinleyen mühendislik öğrencisiydim. Klasik ODTÜ'lü. O da tam bir concon Bilkent Turizm kızı… Benim saçlar belde, keçi sakal almış başını gitmiş, favoriler, üstümde ekmek arası patatesten dökülmüş ketçap lekeli kareli gömlek, altta kıçımdan düşen dizleri artık bombe olmuş bir kot, sırtta asker çantası. O ise sarı gölge atılmış saçlı, yeşil gözlü, inanılmaz güzel ve kalite giyinen, makyajlı, kaşları ince ve çekik alınmış, kirpikleri rimelli, sürekli bronz, buğday rengi tenli bir ceylan.

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]


16 Ekim 2013 Çarşamba

4. KIZ: Milenyuma Nasıl Girilirse Bin Senenin Öyle Geçmesi




...

"Hocu, çok acaiptronik olacak. Hem Burçin de geliyor, benim zaten gitmem lazım." dedim kadim dostuma, onu milenyuma girilecek yılbaşı akşamında ODTÜ'de düzenlenen yılbaşı partisine gitmek konusunda ikna etmeye çalışırken. "Ne işim var oğlum sizin okulda?" diye dirense de: "Tüm Ankara orada olacak hocu. Boru değil milenyum bu!" ısrarlarıma dayanamadı. Aslında ikimizde buhranlı bir dönem geçiriyorduk. Tesadüfen midir bilinmez ama ikimizin de üç yıllık ilişkileri bir kaç ay önce bitmiş; o yalnız, ben ise Burçin ile birlikteydim.

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]



14 Ekim 2013 Pazartesi

4. KIZ: Onun Hayatınızdan Dönmemek Üzere Çıktığı An




...

"Git bence, bir şekilde tutunman lazım tekrar hayata." dedi dostum,deneyecektim. Masaya veda edip dışarı çıktım. Evet gidiyordum ona, ama eli boş gitmek olmazdı. Telefon ettim, bir şey lazım olup olmadığını sordum. "Şarap al." dedi, "Ne kadar?" diye sordum iki şişe sadece kendine istedi. O da alkole sığınıyordu, anladım. Bakkala girip dört şişe şarap alıp, yola koyuldum.

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]



10 Ekim 2013 Perşembe

4. KIZ: Her Yerde Onu Görmek




...

"O"nu düşünüyordum. Şimdi Amerika'da olan "o"nu… o araba'ya binen tek kız olan "o"'nu… Şimdi Burçin'in oturduğu o koltuk "o"nundu. Ehliyetimi aldığım gün "o"nu almıştım evinden, ilk "o" oturmuştu oraya. Kafamda "o" canlandı. Tüm tatlılığıyla, annesinin pişirdiği poğaçalardan getirmiş, onları yiyerek bir yandan da bana yediren, bik bik konuşan "o" oradaydı, Burçin kalkmalıydı oradan. Üstüne oturuyordu. Votka'dan oldukça büyük bir yudum aldım. Gitsin diye bekledim. Gitmedi.

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]



8 Ekim 2013 Salı

3. KIZ: Ayrılık Sonrası İçine Düşülen Boşluk



...

Benimle telefonla bile konuşmak istemiyordu gittiğinden beri. Sesini özlemiştim. Mantıklı bir kızdı. Güçlü olmaya çalışıyordu biliyorum. Birbirimizi unutmamız gerektiğini biliyordu. Konuşursak hayatımız bir çıkmaza girecekti. Çünkü biz birbirimizi en çok konuşurken seviyorduk. "Eksper, kabullenmemiz gerek bir daha birlikte olamayacağımızı." diyordu e-posta'sında. "Ne olur sen de yardımcı ol." diye yalvarıyordu, "Unutmak böyle daha zor."

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]





6 Ekim 2013 Pazar

3. KIZ: Onun Uzaklara Gideceğinin Öğrenildiği An




...

Odasına girince, "Hadi sana yurt bulalım. Ev de olabilir aslında. Aa ev arkadaşı bulalım!" diye hızla konuşmaya başladım. Gözlerime baktı, anladı. "İstersen gitmem." dedi ayağa kalkıp yanıma gelirken. Alnından öptüm, "Bu beyne yazık olur o zaman." dedim. İçimden ayaklarına kapanıp, "gitme lan. Ne gideceksin ki? Ne güzel hep çimlerde oturalım burada." demek geliyordu. "Çok iyisin sen." dedi, bir damla yaşta ondan aktı. İyiydim evet. Beni böyle yetiştiren aileme sövdüm ilk defa. Neden iyiydim ben ya? O gidiyordu gözümün önünde, ben ev bakalım diyordum. Ev kadar taş düşsündü başıma.

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]



3 Ekim 2013 Perşembe

3. KIZ: Arkadaşa Aşkın İtiraf Edildiği An



...

"Ne var, niye gülüyorsun ki?" dedim. "Ya komiksin Eksper. Bu ne, film mi çeviriyoruz?". 18 yaş gururu vardı üzerimde. Kalkmak için bir hamle yaptım. "Saçmalama." dedi, "Konuşalım." Oturdum yine. Bir süre sessiz durduk. Kuğuları izledim. Ona nasıl söyleyecektim ki onu o kuğular gibi gördüğümü? Zerafetine, güzelliğine, kültürüne aşık olduğumu? Ama bir şeyler yapmam gerekiyordu. Zira artık ok yaydan çıkmıştı. "Arkanı dön." dedim. Anlamadı. "Ya suratıma bakma. Konuşamam sen suratıma bakarken. Hep gülüyorsun. Ciddi konuşucam." Yine güldü ama arkasını döndü gerçekten.

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]




2 Ekim 2013 Çarşamba

3. KIZ: Arkadaşa Aşık Olunan An




Çok iyi arkadaş olmuştuk onunla. Aynıydık ya da zamanla aynılaşmıştık. Stadyumda "Buzbağ" içiyorduk. Çimlerde uzanıp dergiler okuyorduk. Kütüphanelere gidip henüz Türkiye'de kitapları basılmamış yazarları keşfediyorduk. Kitapçılar geziyorduk. Hiç bir festivali kaçırmıyor, hem sanatı takip ediyor, hem de sanatla dalga geçiyorduk. En boş olan seanslarda sinemaya gidiyor, içkimizi açıyor, sarhoş oluyor, özetle eğleniyorduk.


Artık güne onunla başlıyor, onunla bitiriyordum. Görüşmediğimiz gün yoktu. Farklı bölümlerde okuyorduk ama kampüste bize ait yerlerimiz vardı. Cep telefonu olmadığı için o dönemlerde böyle bir yol bulmuştuk. Sabah kampüse gelir gelmez, fizik bölümü önündeki bank; ders çıkışlarında rektörlük arkası minik havuz; akşam, topluluk odası; ders çalışılacaksa, kütüphane A2. Bu uzunca bir süre böyle sürdü gitti.



Fakat bir nisan sabahında her şey değişti.



Sabah kampüse gelir gelmez yine fizik çimlerinin oraya yürümeye başladım. O çoktan gelmiş, bankta oturmuş poğaçasını yiyordu. Uzaktan beni gördü, gülümsedi. Ben de afacanlık olsun diye uzaktan hep güldüğü "Steve Buscemi" taklidimi yapmaya başladım. Ağzında poğaça gülmeye başladı. Sonra gülücükler öksürmelere döndü. Koştum hemen yanına. Gözleri kızarmıştı. Bir yandan gülüyor, bir yandan da nefes almaya çalışıyordu. Birden çok şirin gözüktü gözüme. Şapşal bakıyordu. Sırtına vurdum birkaç kez. Fakat elimi çekmedim. Güzel bir sırtı vardı. Kıyafetlerine rağmen cildini hissedebiliyordum.



Sakinleşince döndü "Yapma böyle." dedi. Hemen elimi çektim. Ama onu kastetmemişti. "Yemek yerken güldürmek yok beni." diye devam etti. Poğaça yerken onu izledim. O kadar zarifti ki... Poğaçayı tutarken, sanki gitar tutar gibi parmakları paralel duruyordu. Dökülen kırıntıları diğer elinin serçe parmağıyla pıt pıt diye fırlatıyordu yere.



O kadar yakın iki arkadaş olmuştuk ki geçen 5 ay içinde, önceden hiç ona bu gözle bakmamıştım. Güzel olduğunu, zarif olduğunu, şapşal ve de şirin olduğunu ilk defa farkediyordum. Aşık olmuştum.




Poğaçayı o yemişti ama poğaça benim hayatımı değiştirmişti.