29 Aralık 2013 Pazar

9. KIZ : İlişkilerin Mini Etekle İmtihanı



Kıskançlık Dokuzlaması : 7

...

Bahsettiği boyunluktan bozma eteği aldım elime, "Asıl sen dalga geçiyorsun galiba." dedim, "Güzel mi? Değil mi?" diye sordu. "Beğenmedim." dedim. Birden kaşlarını çattı, derin bir nefes aldı. Sıvama geliyordu. Titredim. Pek çok eteği beğenmemiştim o gün; ama o, boyunluk eteği beğenmememe sinirlenmişti sadece. Kadınlar özgürlük alanlarına müdahale edildiğini hissettiler mi, zıvanadan çıkarlardı. Yavaş yavaş ses tonunu yükselterek; bol feminizim, çok humanizm, hiç nihilizm, hep eksiztansiyalizm kokan bir sıvama yaptı. Suratım tükürük içinde kalmıştı. Etekle temizlenmeyi düşündüm önce, lakin "Pislettiğim için almam gerekir şimdi." diye vazgeçtim.

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]


26 Aralık 2013 Perşembe

9. KIZ : Çağdaş ve Modern İlişkilerin Kıskançlıkla İmtihanı



 Kıskançlık Dokuzlaması : 6

...

"Hmmm…" dedim. Ki "hmm"'layan çağdaş erkek aslında: "Ulan bu şerefsiz ne maksatla arıyor! Ver bakayım telefonu. Arıcam geri." demek isteyen erkekti. Bir şey dememi beklercesine suratıma bakıyordu. "Neymiş derdi?" dedim mümkün olduğunca sallamayan ve sakin bir ses tonuyla. "Aman boşver yaa." dedi. "Ne boşveri hocu, ne boşveri!" demek istesem de sustum ve "İz Tv"'yi açtım. Arkeolojiyle ilgili bir program vardı. Sanki yılların arkeoloğu, sanki Efes'i gün ışığına çıkarmış bir profesörmüşcesine dikkatle programı izlemeye devam ettim. Konuşmuyordum. Böyle önemsiz konularda konuşmazdı çağdaş erkekler.

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]

24 Aralık 2013 Salı

9. KIZ : Sevgilinin Modern Danslara Başlaması



Kıskançlık Dokuzlaması : 5

...

Bir hafta boyunca evin içine, adı "Modernizmin Çöküşü", "Postmoderniteye Doğru", "Modern İnsanın Bunalımları", "Modernitenin Yanılgısı" vs. olan kitapları saçtım. İstiyordum ki ahugözlüm gözucuyla bu kitapları incelesin, bilinçaltında; "Modern ne pis birşeymiş, modernite ne iğrenç bir olguymuş." diye düşünsün. Ama olmadı, olamadı, bir türlü modern danslar sevdasından vazgeçmedi. Mecburen kabullendim bu gerçeği, ama stresim geçmemişti.

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]


22 Aralık 2013 Pazar

9. KIZ : İlişkilerde Sorulan Ampirik Sorular



Kıskançlık Dokuzlaması : 4

- Eksper!
+ Söyle ahugözlüm.
- Sen eski kız arkadaşlarınla görüşüyor musun?
+ Hayır nartanem.
- Peki görsen selam verir misin?
+ Hayır nurtanem.
- Peki gördün selam vermedin, ama yanına geldi. Selam verir misin?
+ Yanıma niye gelsin bitanem?
- Geldi diyelim, o zaman ne yaparsın?
+ Soğuk davranır, gitmesini sağlarım.
- Ama mesela gitmiyor, böyle yılışıyor o zaman ne yaparsın?
+ "İşim var." der, giderim oradan.
- Peki mesela o çok zor bir durumda, yardım eder misin?
+ Nasıl zor durum bebeğim?
- Mesela deprem olmuş.
+ Deprem mi olmuş?
- Deprem olmuş, o da göçük altında. Yardım eder misin?
+ Ben Akut'muyum bebek?
- Diyelim deprem olmuş, o da göçük altında, sen de Akut'ta gönüllüsün.
+ O zaman tabi yardım ederim bitanem. İnsanlık sonuçta.
- Peki tamam kurtardın, ama konuşur musun o zaman, yoksa sadece kurtarır mısın?
+ Aşkım kurtarırken konuşmam lazım sonuçta.
- Ama mesela kurtardın, çok sevindi sana sarıldı, o zaman ne yaparsın?
+ Şimdi doğru anladım mı bir kontrol edeyim ahugözlüm; deprem oluyor, ben Akut'tayım, eski kız arkadaşım göçük altında kalmış, ben de tam o binanın enkazındayım. Sonra onu kurtarıyorum. O da kurtarılmanın sevinciyle bana sarılıyor. Ben ne yaparım bunu mu soruyorsun?
- Evet.
+ Bu durumda, kadere seni bu kadar gerecek bir durum oluşturduğu için söverim.
- Ne yapacağını söylemedin?
+ Sarılmam bitanem. Kibarca "Görevimiz" der, diğer enkazlara giderim.
- Ya o da peşinden gelirse?
+ O zaman bitanem, döner ona, "Benim süpersonik bir kız arkadaşım var artık. Bırak peşimi." diye açıklamada bulunurum.
- Niye hesap veriyorsun ona yaaa.. Bir tek bana hesap verilecek bundan sonra.
+ ?!?

19 Aralık 2013 Perşembe

9. KIZ : İlişkilerde Yaşanan Baktın Bakmadım Stresi



Kıskançlık Dokuzlaması : 3


...

Bir yandan waffle'ını yiyerek dinledi beni. Benim ise kahvem soğumuştu. Bir kızın sessizce sizi dinlemesini sağlamanın en iyi yolu, önüne sevdiği bir yemeği koymaktı belki de. İstemsiz de olsa bunu başarmıştım. Tam olay kapandı diye düşünürken, ağzını peçeteye sildi. Boş waffle tabağını masanın ortasına itip "Anladım." dedi. "Ama empati yap bakalım." Anlamadım. "Neyse" dedi, konuyu değiştirdi, konuşmaya başladık. Zeki Demirkubuz sinemasından girdik Bach'ın çello konçertolarından çıktık. Pek entelektüeldik, ya da öyle sanıyordum.

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]

17 Aralık 2013 Salı

9. KIZ : Sevgilinin Hayran Olduğu Ünlüyü Söylediği An



Kıskançlık Dokuzlaması : 2

...

En Kadir İnanır ses tonumla, "Nesine bayılıyorsun bu adamın bre kadın?" diye haykırdım. "Aşkımm çok tatlı, çok safff yaaa!" dedi. İçimdeki korku büyüdü. Bana da tatlı diyordu ahugözlüm. Tatlıdan anladığını anlamlandırmaya çalıştım kafamda. Ter damlaları süzüldü alnımdan, lakin makyajım akmadı. Makyaj yapmıyordum, kaşlarımı aldırmıyordum. E peki bu kadın neden benimle çıkıyordu? Saf mıydım acaba biraz, ne menem bir tatlılıktı ben de bulduğu? Noluyordu? Neler geliyordu başıma? Sakin sakin gazetemi okuyordum oysa ben sadece.

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]



15 Aralık 2013 Pazar

9. KIZ : Bir Sürüngen Olarak Mesajına Cevap Bekleyen İnsan



Kıskançlık Dokuzlaması: 1

...

45. Dakika:
"Uyuyormuş işte kız, ne hayvanım hocu ben, yani saçma sapan paranoyaklıklar bir şeyler, hem ne kadar tatlı uyuyodur şimdi, canım ya, çok büyük ayıp ettim, bir çiçek falan alayım ben yarın, uyandırdık kızı. Ne bu telefon bağımlılığı yahu, yakışıyor mu sana? Kız cevap vermemiş mesaja alt tarafı."

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]

12 Aralık 2013 Perşembe

9. KIZ : Kendi Hayatının Fon Müziğini Dinlemek



...

Garson çayı getirdi, endüstri tipi çay makinalarında yapılmış karbonatlı çay, bir yudum aldım, beğenmedim, çay benim hakkımda ne düşündü bilemedim. Bir sigara daha yaktım, aç karnına ikinci sigara, annem terlik fırlatsa bulunduğu yerden, ulaşırdı valla, ah bir haberi olsa. Kahvaltı tabağı geldi, biraz oynadım tabakla, ağzımda sigara, bir parça domates attım, ekmek böldüm, iki tek zeytin attım, iştahım yoktu. Sigaramı salatalığın üstünde söndürüp, hesabı istedim. Ödeyip, kalktım.

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]


10 Aralık 2013 Salı

9. KIZ : İlginç Olan Her Şeyin Prim Yapması



...

"Biz bara geçeceğiz." dedi kız yanımıza gelerek, galiba grubun girişkeni oydu. Anlamsızca baktım suratına, zira kafamı sallamayı yeni durdurduğum için henüz kendisini sabit görmeye başlamamıştım, kulağım uğulduyordu. "Sakız Frozen ısmarlamak isterim size, madem bu kadar seviyorsunuz damla sakızını." Yine bir kahkaha attı. "Süpersonik olur valla…" dedim, "Süpersonik" diye tekrarladı, yine güldü. Anlam veremedim, ne desek gülüyordu, bundan sonra işimiz kolaydı, bir kere şartlamıştık onu sesimize. Pavlov'un zili olmuştu seslerimiz onun için.

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]

8 Aralık 2013 Pazar

9. KIZ : Erkek Erkeğe Tatile Çıkmak



...

Akşam duş sonrası sahilde bir lokantaya gittik, balığımızı seçtik, mezeler, yetmişlik Yeşil Efe. Garson tabağıma kavun dilimini bırakırken denizin üstüne yansıyan ışıklara baktım, elli hafta şu iki hafta için köpek gibi çalışmak ne de garipti. Bunu her gece yapan insanlar vardı, burası onların kasabasıydı, bizler sadece misafirdik, biz gidince fiyatlar ucuzlayacak onlar her gece bu keyfi yaşayacaktı. Neyse düşünme bunları dedim kendime, kadehimi kaldırıp "Tatilimize…" dedim dostuma.

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]

5 Aralık 2013 Perşembe

8. KIZ : Migros'ta Ağlamak



İki yıl sekiz aydır beraber olduğum hanımefendi tarafından, pek hoş olmayan bir biçimde terkedileli bir hafta olmuştu. Kendimi bol bol mesai yapmaya ve alkole verdiğim için; evle pek ilgilenememiş, yine bir duygulanma anında buzdolabında kız arkadaşımla beraber aldığımız ne varsa bir poşete koyup çöpe atmış, sonuçta bomboş bir buzdolabı ve pis bir mutfakla yaşamaya başlamıştım. Cuma günü iş çıkışında artık kendime zarar vermeyi bırakmam gerektiğine karar verdim ve Migros'a uğradım. Niyetim bir miktar abur cubur, kola ve az biraz meyve almaktı. Biten ilişkinin üstüne Migros'a girebilmek, oradan alışveriş yapabilmek benim için büyük bir hedefti ve eğer bunu başarabilirsem, herşeyi yapabilirdim. İlişki boyunca neredeyse her haftasonu mutlaka Migros'a gidilmiş, balıktı, pirzolaydı, kalamardı, tavuktu, ciğerdi, ezmeydi, humustu, rus salatasıydı alınmış; sonrasında güzel rakı sofraları kurulmuş, muhabbetin dibine vurulmuştu. Ah hele bir patlıcan salatası yapardı ki iki yıl sekiz aydır beraber olduğum hanımefendi, cenneti dilinizde betimlerdi.


Uzun lafa gerek yok. Kapıdan girdim, sağ tarafta sebzeler duruyordu. Korktuğum olmuştu. Birden burnumda bir uyuşma hissettim. Midem ağrıyordu. Közlemelik tombul patlıcanlara, salata olabilecek kıvırcık marullara, taze soğanlara baktım. Yutkundum. Almayı planladığım şeftali bile yalan olmuştu. Reyona hiç giremedim.



Adımlarımı hızlandırma kararı aldım ki, balık reyonu karşıma çıktı. Çipuralar koyun koyuna dizilmişti. Ben yatağımda tek başıma üşürken, onlar huzurla buza uzanmışlar, üşümüyorlardı. Yalnız değillerdi. Sırt sırta vermiş, muhtemelen biri ağa yakalandığı için diğerleri de peşinden gelmiş, büyük bir aşkın tasviriydiler. Gözlerim doldu. O çipuraları alsam yemeğe çeviremezdim. Çevirsem, soframı kuramazdım. Kursam, muhtemelen ya beni hiç anlamayan bir kız ya da sürekli “Abi sana kız mı yok!” diyen papağan bir arkadaşla paylaşmak zorunda kalacaktım balığımın yanak etini. Gözlerim dolmaya devam ediyordu, alnım gıdıklanıyordu, ellerim terliyordu.


Oradan da kaçtım. Tam kurtuldum derken, meze reyonuna geldim. Rus salatasını çok severdi iki yıl sekiz aydır beraber olduğum hanımefendi. Ekmeksiz yiyemez, ben yiyince de beni ayı olmakla suçlardı. Beni, benden soğuduğu için terketmişti. Belki de rus salatasını ekmeksiz yiyorum diye soğumuştu. Belki de suyu şişeden içiyorum diye... Aslında şu marketteki her yiyecek malzemesiyle ilgili benden soğunacak bir neden vardı. İğrençtim. Balığımı bile güzel ayıklayamıyordum. Rus salatasına son bir kez baktım, gözlerimden ilk damla süzüldü. Utandım, kaçtım, boş bir reyon aradım. Ramazan ayıydı, muhtemelen içki reyonu boştur diye düşündüm. Tahmin ettiğim gibiydi. Kırmızı şarapların önünde ağlamaya başladım. Hepsi kaset ile büyümüş olmamdan dolayıydı, nasıl ummuştum ki Cd ile büyümüş birinden beni anlamasını. Onlar istediği şarkıdan başlatma şansı olan nesildi. Kıskandım…

***

Plakları olan nesil de, Cd'leri olan nesil de şanslıydı. Biz kasetleri olan nesil arada kalmıştık. Hiç bir zaman istediğimiz şarkısından başlayamadık dinlemeye bir albümü. İlkel çözümlerimiz vardı tabii. İstediğimiz şarkıyı bulmak için ileri alır, durdurur dinler, tekrar ileri alır, durdurur dinlerdik. Bunu sevdiğimiz şarkıyı bulana kadar yapardık. Fakat bir daha dinlemek istersek o şarkıyı, tekrar deneme yanılmalara girmemiz gerekirdi; bu sefer başa sararken… Ki albümü baştan sona dinlemek daha az zahmetliydi.

Biz bu yoksunluklarımızdan; iyi bir şarkı için tüm albümü dinlemeyi, iyi bir sahne için tüm filmi izlemeyi öğrendik.

İlişkilerimiz de böyle gelişti. Sevdiğimiz tek bir yönü için tümüyle kabullenebildik başkasını. Sevdiğimiz bir şeyi yakalamanın zor olduğunu bildiğimiz için, değer verdik fazlasıyla. Sevmediğimiz şarkılara da tahammül etmek zorunda kaldığımız için; bağlandık, alıştık, kabullendik karşımızdakini olduğu gibi. Hiç bir zaman başa sarmadık, hiç bir zaman sıkılıp ileri atmadık.

Nicel olarak abartılı değildi belki yaşanmışlıklarımız, ama nitelik fakiri de değildik.

Biz işte öyle kendi halinde bir nesildik.

***

Kimse beni görmüyor sanıyordum. Koyverdikçe koyverdim kendimi. Sepeti elimden bırakmış, öne eğilmiş, şarap şişelerini inceler gibi yaparaktan ağlarken, birden kuruyemiş reyonundaki görevliyi farkettim. Bana bakıyordu. Sanıyorum ramazan dolayısıyla alkol almayı bıraktığımı ve bu yüzden şarabı çok özlediğim için ağladığımı sanıyordu. Suratında tiksinti vardı.

Hızla kapıya yürümeye başladım. Kasiyerlerin yanından uçarcasına geçtim. Ve ben o gün ömrümde ilk kez Migros'tan elim boş çıktım.



3 Aralık 2013 Salı

8. KIZ : Aşka Sevgiye ve İlişkilere Tövbe Edilen An




...

“.....kullanılmışlığıma sövdüm son bir buçuk yılımıza lanet ettim ömrümde ilk defa pişmanlık hissettim kadınların hepsinden nefret ettim annen hariç de güldüm bir daha sevmem hocu dedim duyarsızlaşma maskemi çıkardım cebimin derinliklerinden suratıma taktım ilişkilere kelimeleri anlamlı bütünler yapan noktalama işaretlerine küstüm sek rakı çarptı mide bulandırdı eve gittim kustum yatağıma yattım onun tarafına sırtımı döndüm sustum uyumadım sustum uyayamadım sustum sonra ürperdim şeytan dürttü ağladım virgüllerden soğudum üşüdüm kırmızı ve beyaz birleşince pembe oluyordu bağlaçlara küstüm konuşmak istedim aramak ama sustum hatamı düşündüm buldum bizimkilere sövdüm niptuckı sevdim kadınlardan nefret ederek uyudum anneler hariç dedim.....”

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]


1 Aralık 2013 Pazar

8. KIZ : Sevgili Ne Yaparsa Yapsın Affetmek



...

Affettim onu. Düzeldi ilişkimiz. Bir süre gizli telefonlar kesildi. Bana yine ona ilk aşık olduğumdaki gibi davranmaya başladı. Paranoyaklığımı hasır altı ettik ama hiç bir lafına güvenmiyordum artık. Sadece birlikte mutluyduk hem de çok mutlu. Ama ne zaman ki ayrı olalım, kafamda binlerce düşünce geziyordu. En büyüğü ise: "Acaba şu anda ne yapıyor?" Sıkıntı verecek kadar çok telefon ediyordum ona. Telefondan, mesajdan nefret eden ben, aldatılmayı affetmiş; ama psikolojimi feda etmiştim.

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]

28 Kasım 2013 Perşembe

8. KIZ : İlişkilerde Paranoyaklaşma Süreci



...

Pembe kız, çıktığımız günden itibaren sürekli telefonunu sessizde ve antrede asılı olan çantasının içinde tutuyordu. Daha ilk günden bunu farketmeme rağmen, herhalde tarzı bu dedim. Hatta öyle yirmi dört saat elinde telefonla dolaşan kızlardan olmadığını düşünüp saygı duydum. Fakat bunun sürekli devam etmesi, zırt pırt antreye gidip telefonuna bakması, arada mesajlar atması, banyoya kapanıp telefonla konuşması rahatsız etmeye başladı beni.

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]

26 Kasım 2013 Salı

8. KIZ: Aşık Olunca Yapılan Hatalar



...

Bir sürü hayalimiz vardı birlikte yaşamaya başlama öncesi. Sabah kalkıp kahvelerimizi yapacak, o duş alırken ben traş olacağım, sonra hafif bir kahvaltı yapıp, beraber çıkacaktık evden. Akşamları ise filmler izleyecek, bir sürü kutu oyunu alacak onları oynayacak, uzanıp kitap okuyarak uyuyakalacaktık. Zaten evlenmek istediğimizden, birlikte yaşamak bir prova olacaktı bizim için. 

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]


24 Kasım 2013 Pazar

8. KIZ: İlişkilerin Puzzle Misali Oluşturulması



...

Birbirimizin eksiklerini tamamlamış, eksik parçaları yüzünden tamamlayamadığımız puzzle'larımızın bu parçalarını, birbirimizinkilerde bulmuş ve sonunda çok güzel bir tablo çıkarmıştık ortaya. Türkçe'de puzzle'a neden yapboz dendiğini ise henüz anlayamamıştık.

Eğer yapıyorsan, neden bozardın ki?

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]

21 Kasım 2013 Perşembe

8. KIZ: İlişki Öncesi Yaşanan Kararsızlıklar



...

Bir süre yatağımda uzandım. "Neden olmasın ki hocu?" diye düşündüm. Yatak soğuktu, kafam karışık. Süpersonik yemek yapan bir kız vardı evimde. Güzeldi de… Varsın beni anlayamayacak olsun, varsın tarzım olmasın, uğraşır geliştirirdim onu. "Salak gibi kıza da posta koyduk." diye düşündüm. Dediklerimin tam tersi olan sevecen bir mesaj attım yan odaya, cevap gelmedi.

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]

19 Kasım 2013 Salı

8. KIZ: Yalnızlığa Düşünce Bulduğuna Sarılmak



...

Ne işim var bana bu kadar ters gelen bir kişiyle diyerek kendimi sorguladım bir sure. Yalnızlık insana neler yaptırıyordu? Eleştirmemeliyim tarzını dedim sonra. Önemli olan niyeti. Ama niyetini de kestirememiştim. İyi miydi yoksa kötü mü? Bana ne amaçla yaklaşıyordu biraz sezmiştim konuşmalarından. Bursa'da hapsolmuş, kendini yetiştirebileceği bir üniversite hayatı beklerken, kendini buna imkan sağlayamayan bir ortamda bulmuştu. Ben onun için bir öğretmendim. İlgisini çeken ben değil, bildiklerim, yaşanmışlıklarım ve de ona katabileceklerimdi. Bayıldığını belirttiği evim, aslında onun için etrafındaki ortamdan bir kaçıştı. Dediğine göre daha önce kütüphane görmemişti gittiği evlerde.

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]


17 Kasım 2013 Pazar

8. KIZ: Hayatı Değiştiren Minik Tesadüf



...

Yeni taşındığım ve yabancısı olduğum Bursa'daki ıssız evimden, bu yabancısı olduğum ülkenin ıssız bir oteline taşınmıştım sadece. Ülkeler farklı ama yabancılık duygusu ve soğukluk aynıydı. Yalnızlığı, her üşüdüğümde iliklerimde hissedebiliyordum. Mevsim kıştı. İş ile otel arası mekik dokumaya başladım. Otelde yakın arkadaşlarımla arada Msn'den konuşuyordum. Fakat bundan çok da keyif almıyordum. Arkadaşlar çözünürlükleri yüksekken anlamlıydı.

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]



14 Kasım 2013 Perşembe

8. KIZ: Yeni Bir Şehre Taşınmak



...

Ertesi gün Bursa'ya döndüm, bir gün sonra iş başı yapmam gerekiyordu. Yolda bir mobilyacıya, bir de beyaz eşya dükkanına uğradım. Oradan da diğer eksikleri tamamlayarak eve geldim. Mobilyaları istediğim rengi olmadığı için ertesi gün getireceklerini söyleyerek, sadece halıyı getirdiler. Beyaz eşyacı daha pratikti, hemen her şeyi yolladı, montajı yaptı, hatta Digiturk'u bile kurdu. Digiturk, yalnız yaşayan kişinin afyonuydu.

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]

12 Kasım 2013 Salı

7. KIZ: Havalimanında Ağlamak



Aslında iyi hissediyordum kendimi uçağa binerken. Aktarmamın ilk ayağı hem kısa, hem de yurtiçiydi. Uykusuz okurken bitiverirdi. Uçağın içinde, kafa üstü bagajlarına bavul yerleştirenler yüzünden yine kuyruk vardı. Kokpitten, ait olduğumuz kuyruk kısmına doğru ilerlemeye başladık. Kanat civarlarına gelmiştim ki, arkalarda tanıdık bir yüz gördüm: Pırıl'dı bu. Kendisi eski kızarkadaşımın en iyi arkadaşıydı ve anladığım kadarıyla bizim bölüme bakan hostes oydu. Hatırlatacaklarını tahmin ederek görmemezlikten gelmeye çalışsam da, "Eksper!" diye seslendi. Aslında Pırıl'la severdik birbirimizi. İyi anlaşırdık hep. Bir an onu gördüğüm için mutlu olduğumu hissettim. Sarıldık. Arkadakiler, oflayıp puflayınca, "Ben servisten sonra uğrarım yanına." dedi. Yerime oturdum, kemerimi taktım, uçak kalktı.

Serviste bana yaptığı torpil olan minik Baileys'i içmek iyice keyiflendirmişti beni. Uçağın inmesine, takriben 15 dakika vardı. Yanıma geldi, koridora çöktü, konuşmaya başladık. Evlenmişti. Halen aynı mesleği yapıyordu. Kocasının mesleği iyiydi. Beni sordu, anlattım. Konu o hiç gelmesin istediğim konuya geldi sonunda, "Esra bıraktı hostesliği." dedi. O da evlenmişti. Evlendiğini duymuştum. "Hayırlısı olsun." dedim. Devam etti: "Onun da çok tatlı bir oğlu oldu geçen ay." Tüylerim diken diken oldu. Neden böyle hissettiğimi bilmiyordum, ama berbat bir acı kapladı içimi. Pırıl anlamıştı, konuyu değiştirdi: "E sen napıyorsun başka bakalım?", "N’apıyım, öyle bir oraya bir buraya gidiyorum." dedim. "Genelde yurtdışındayım. Yuva kuramadım ben sizin gibi.” Pırıl, başından beri beklettiği tokatı attı bunun üzerine: "E ama Eksper bunu sen böyle istemiştin." Haklıydı. Yurtdışında lisans mı, Esra mı seçmek zorunda kalmıştım zamanında. Bir şey diyemedim. Kemer ışıkları yandı ve uzaklaştı.

Kemer ışıkları zihnimi de aydınlatmıştı. Suç bende değildi aslında. Pırıl da, Esra da benden yaşça büyüktü. Onlar bir önceki nesildi. Mutluydular. Oysa benim bu halde olmamın suçu transistörlerdeydi, Gümrük Birliği’ndeydi. Düşünmeye başladım uçak inerken:

•••••

Herkes mi yalnız olur hocu? Ne zor işmiş bu arada kalan nesil olmak. Acıyorum kendime ve tüm nesildaşlarıma. Doğudan batıya geçişin, arada kalmışlığın simgesi, globalleşmenin yetimleriyiz biz.

Çocukken Bizimkiler izleyerek büyümüş nesiliz, ama aynı zamanda Nip tuck'a da yetiştik.
Çocukken saklambaç oynamış nesiliz biz, ama Warcraft'a da yetiştik.
Çocukken ev telefonu kullanmış nesiliz biz, ama cep telefonuna da yetiştik.
İnsanlarla cafelerde barlarda tanışıp sosyalleşen nesildik biz, ama internet'e de yetiştik.
Gençken fotokopi fanzinlere öyküler yazan nesildik biz, ama sözlüklere de yetiştik.
Ve bu, bizim lanetimiz oldu. Arada kaldık. Ölene kadar bunu taşıyacağız üzerimizde.

Bizden önceki nesil, ablalarımız, abilerimiz, Esra, Pırıl, bizimkiler izledi sadece. Üniversitelerini bitirdiler, evlendiler, çocuk yaptılar. Düz ama huzurlu bir hayat yaşadılar. 

Bizden sonraki nesil, bizimkileri hiç izlemedi. Nip tuck'la büyüdü. Aile kurmayı düşünmüyor. Stüdyo evlerinde, kendileriyle barışık yaşayacaklar. Zira onlar kendilerinden iki nesil önceki değer yargılarını bilmiyorlar. Mutlular internetleri, stüdyo evleri ve modern hayatlarıyla.

Peki ya biz neyiz? Biz ne yapacağız? Biz iki neslin özelliklerini de taşıyoruz. Ablalarımızın ev hayatı sıkıcı, kardeşlerimizin çılgın hayatı dejenere geliyor bize. Peki biz ne yapalım? Öyle de mutlu değiliz böyle de, Pazar günleri ev çamaşır koksun istiyoruz. Eve girdiğimizde yemek koksun istiyoruz. Ama bir yandan pizza söyleyip, şarap açıp Amerikan dizileri izlemeye de bayılıyoruz. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?

Hep o transistörü keşfeden adam yüzünden oldu bunlar. On sene erken ya da geç keşfetseydi, herşey ne güzel olacaktı… Arada kalmayacaktık. Ya evli ya yalnız olacaktık. Özal tonton bir amcaydı bizim için sadece. Nereden bilirdik Gümrük Birliği zamanlamasının bizim için yediğimiz hurmaya döneceğini.

•••••

Uçaktan sarhoş gibi indim. Baileys çarpmamıştı hayır. "Oğlu olmuş." lafı kafamda dönüyordu. Oğlu nasıl olurdu ya? Her zaman aktarma beklediğim yere bile gidemedim. Hemen dış hatlardaki Efes Point'lerden birine çöktüm, bir bira aldım ve dostumu aradım. "Hocu" dedim, "Esra'nın oğlu olmuş." Dostum, hiç bir ek açıklamaya ihtiyaç duymadan, "Aman abi, üzülme sakın. Bekle bira açıp geliyorum." dedi. Döndüğünde, "Boşver abi." diye devam etti. "Siz ayrılalı kaç sene oldu…"

"Ya öyle de hocu…" dedim gözümden bir damla yaş birama dökülürken "Bizim, oğlumuz olacaktı…"


10 Kasım 2013 Pazar

7.KIZ: Aldatıldığını Öğrendiğin An




...

Kolum titriyordu. Yurtdışındaydım. Ofisteydim. Toplantım vardı. Aldatılıyordum. Kolum titriyordu. Telefonu tutamıyordum. Zorla bir daha aradım: Telefon kapalıydı. Bir daha aradım: Kapalıydı. Üzüntüden çok sinirdi hissettiğim. Bir de acizlik… Titriyordum. Toplantım başlayacaktı.

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]


7 Kasım 2013 Perşembe

7. KIZ: Uzun Mesafe İlişkisi Yaşamak




...

Uzun e-postalar atardık birbirimize. Zaten güzel yazardı. Ben de ondan öğrendim. O yazdığımız modern mektuplar sayesinde, az da olsa geliştirdim kendimi. Yurtdışında keşfettiğim, her yeri, her insanı, aslında o yanımdayken keşfetmek isterdim. O yüzden uzun betimlemeler yapardım ona. Paylaşsın hissettiklerimi isterdim.

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]


5 Kasım 2013 Salı

7. KIZ: Rakı Sofrasında Açılan Eski Sevgili Muhabbeti



...

Onunla tam olarak nerede tanıştım onu bile hatırlamıyorum, deli dolu bir kızdı, benden iki yaş büyüktü, odasının duvarları siyah beyaz fotoğraflarla doluydu, kendi çektiği fotoğraflar. Entelektüeldi, ama zarif entel değil, Can Yücel gibi, sert böyle. Güzeldi, çok güzeldi, ama güzelliğini sevmezdi, güzel olmak istemezdi, uzun dalgalı saçlarıyla suratını gizlerdi sürekli, sadece ela rengi gözleri gözükürdü. Ben o ela gözlerde boğulurdum.

+ Buna içilir hocam.
- İçelim hocu, neyse nerede kalmıştım?

...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]


3 Kasım 2013 Pazar

6. KIZ: Hayatın Kişiyle King Oynaması




...

Ablası Haydarpaşa'ya gelmişti beni karşılamak için. Sonra Ece'yi görmüştü. Önce ihtimal vermese de, onu görünce saklanmış, beni karşılamaya gelip gelmediğinden emin olmak istemişti ve bizi birlikte görünce, kendisinden ayrılır ayrılmaz başkasıyla çıktığımı, zaten onu onunla çıkarken de aldattığımı düşünmüştü. Kafamda onun o soğukta, o sahneyi gördüğü an canlandı, içim eridi. Vicdanım, mantığıma kibarca Rıfkı'yı uzattı.


...

[ Blog'da bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]